Düşüncesizlikler içinde kaldığım zaman yapmayı sevdiğim şeylerden biri de kitaplığıma dönüp uzun uzun, dalgın dalgın bakmaktır. Okumasız kaldığım dönemler bu eylemimin sonucu uzun süre önce okuduğum ve çoğunu unuttuğum kitaplardan birini alıp tekrar okumak olur; darallar içinde kaldığımda ise kitap isimlerini, yazarlarını, düz duranların kapaklarını, yan duranlarının kenarındaki küçük sembolleri filan şöyle bir tarar, hafiften uzun bir nefes verip önüme dönerim. Bu sefer başka bir şey yaptım. Harun Ali Binatlı'ya baktım.
Harun Ali Binatlı, benim dışımda kimsenin varlığından haberdar olduğunu görmediğim, elimdeki kitabın üzerinde yazan adı dışında hiçbir yerde adını duymadığım bir yazar. Muhtemelen tek kitabı basılmış, toplam elli altmış kadar basılıp on onbeş tane satmış, kitapçı rafları arasında kaynayıp gitmiş yazarlardan. Kitabın sonundaki kısa özgeçmişten öğrendiğim kadarıyla aktif yazın hayatı 1988'de başlamış, iki üç sene içinde bir kaç edebiyat mecmuasında öyküleri yayınlandıktan sonra da bir öykü kitabı çıkarmış. Çoğunluğu dergilerde yayınlanan öyküler olsa da arada iki tane daha önce basılmamış öykü var, ayrıca diğerlerinde de bu zaman içinde eklemelere gidilmiş, notlar düşülmüş. Bu öykü koleksiyonunun ilginç yanı, hepsinin aynı yazarın aynı dönem içinde yazdığı öyküler olmasından daha öte bir ortak yana sahip oluşu: bütün öyküler, bir Oğuz Atay alıntısıyla başlıyor. Adı ise Ben Bu Adama Karşıyım. |
Language
All
Archives
January 2016
|