Kahretsin ile başladığım ve nereye bağlayacağımdan henüz emin olamadığım bu multimakalelik yazılar bütünü, hayatına böyle şuursuz bir yazılar bütünü olarak başlamamıştı. Bir yandan onbeş bin kelimelik bir internet makalesini kimsenin okumayacağının bilincindeyken, bir yandan da bütün söylemek istediklerimi tek seferde söylemek istiyordum. Bu ikirciğin ortasında kararsız kalıp hiçbir şey yapmamaktansa, olabildiğince kısa ve öz bir şekilde bunu yapıp her şeyi yaklaşık 1200 (notlar dahil 1800) kelimelik bir yazıya sığdırmaya çalıştım, ve sığdırdım. Fakat olmadı, içim rahat etmedi - saf ve temiz ama odaksız bir yazıydı. Bu yüzden giriş kısmına bir çekidüzen verip ilk yazı olarak yayınladım, devamını ise yolda halletmeye karar verdim. Bu yazı o devamın ilk kısmı.
* Baştan belirtmek gerekir ki, Papers Please'in mükemmel bir oyun olduğunu düşünmüyorum. Tekrar oynanabilirliği konusunda ciddi şüphelerim var, son sürümüne kadar bir-açıdan-tekdüze olan oynanışından kurtulup kurtulmayacağı belirsiz, statik ve gri tonlarından müteşekkil sunumu ise doğal olarak pek çok insanı itecektir. Fakat Papers Please oyunlarda şimdiye kadar böylesine saf bir şekilde tecrübe etmediğim, başarıldığını duymadığım bilmediğim bir şeyi başarıyor - bütün unsurlarını aynı amaç için kullanarak, oyuncuya "oyunu oynamak"tan daha derin, daha kişisel bir deneyim yaşatıyor. Ve bu tartışmaya, konuşmaya değer. Yüce Arstotzka devletinin sana yüklediği görev çok önemli. Kolechia ile yeni biten savaşın ardından Arstotzka topraklarının savunmasını sağlamak gerek, ve bunun için her türlü bürokratik terbiyesizliğe başvurmak icap edecek. Bu uğurda kutlu Arstotzka devleti seni bir sınır kontrol görevlisi olarak atadı, artık işin sabah 9 akşam 5 arası minicik bir kulübede oturmak, yaz kış demeden kağıt karıştırmak, kim giriş hakkına sahip kim değil karar vermek; devletinin bekası için çalışmak. Ödülün her doğru işlem için beş lira - üstün Arstotzka devleti işlerin oldukça verimli ve hızlı ilerlemesini sağlamak için sana kişi başı ödeme yapıyor, kısıtlı zamanında ne kadar çok işlem yaparsan o kadar iyi. Fakat dikkat et: muhteşem Arstotzka devleti adildir, doğru hareketleri ödüllendirdiği gibi hataları da cezalandırmaktan çekinmez. Günde iki yanlış işlemden sonra her yanlışın sana beş lira ceza olarak geri döner; halbuki aileni geçindirmek, kiranı ödemek, ısı ve yemek sağlamak ve çocuğunun hastalanmasını önlemek için yeterince para kazanmalısın.
The Gezi Park resistance was a one of a kind experience for most of us here in Turkey. It was not organized, not ideology-driven, not a worldwide conspiracy like some officials claim nowadays, but a pure and sincere gut-reaction to the creeping oppression by the state within the last couple of years; and the next weeks for most of us was a thrilling adventure of hope, fear, rage and pure joy. Check out the last part if you haven't heard of it, or would like to know more.
In the midst of this turbulence, we at the Game Developers @Turkey group decided to show our support to the resistance and add to the dizzying array of arts, crafts and creations surrounding these events, so we did only thing we could: we made games. GeziJAM was at first a week-long jam, if I recall correctly, but between joining the protests in the streets, helping each other and following the news, the deadline was moved forward more than a couple of times. At the end it had been a little less than two weeks when we decided to wrap things up. All in all there are 12 games containing trademark characters and groups of this last month such as the Lady in Red, çArşı, Necati Sasmaz and others. You can view the presskit here or just check the games out here. The Jam was featured in a number of Turkish and foreign gaming portals such as IndieStatik, Indiegames.com, Oyungezer and Urfa Bulteni. The IndieStatik feature also includes some more words by me, who had the honors of answering a couple of questions with millions of words, so don't hesitate to skip that one (I'm joking of course, it's actually a great piece). Click Read more for a list of publications that have mentioned GeziJAM, and samples from my work in it. |
Language
All
Archives
January 2016
|