• Home
  • Social
    • Twitter
    • Linkedin
  Doğaç Yavuz

ArticlesYazılar

Oyun incelemelerinde İkinci Yeni

29/11/2013

 
Bir araştırma boyunca toplanacak olan her tür bilginin daha sonra verimli bir şekilde kullanılabilmesi için, nasıl ölçüleneceğine daha o bilgileri toplamaya başlamadan önce karar verilir. Örneğin bir ankete cevap veren insanların yaşları oran ölçeğiyle ölçülürken (çünkü bütün ölçüleri arasında eşit aralıklar var ve bir sıfır noktası mevcut), eğitim seviyeleri sıralama ölçeğiyle, tuttuğu takımlar ise ancak bir sınıflama ölçeğiyle ölçülebilir. Sınıflama ölçeği sayısal bir değer taşımayan, tamamen kategorik niteliğe sahip bir ölçektir. Kategorileri içinde rastgele aralıklı bir sıralamaya sahip ölçek sıralama ölçeğidir. Aralıkları birbirine eşit uzaklıkta bulunan fakat bir sıfır noktasına sahip olmayan ölçek ise aralık ölçeğidir.

İşte bu yüzden oyun incelemeleriyle ve puanlama sistemleriyle derdim var.
Picture
Bugün oyun incelemelerinin çoğu, oyunları 5, 10 veya 100 üzerinden puanlayan bir oran ölçeğiyle değerlendiriyor. Bu da bütün oyunları aynı kriterlere göre puanlamayı, bu kriterlere sabit birer önem katsayısı belirlemeyi, bu katsayıları 80 puan alan bir oyunun 40 puan alan oyundan iki kat daha iyi olacağı şekilde ayarlamayı ve benzeri garip ölçütleri gerekli kılabiliyor. Free to play, multiplayer ve mobil oyunları bir kenara bırakıp sırf singleplayer oyunları ele alsak bile, bütün oyunların aynı somut kriterlere göre değerlendirilmesinin ne kadar absürd olduğu ortada. Üstüne üstlük bir de, doğası itibariyle bazı özellikleri diğerlerinden daha önemli veya önemsiz kabul eden katsayılandırmaca muhabbeti daha da büyük saçmalık - nasıl tasarlarsan tasarla, böyle bir şeyin o veya bu yöne yanlı olmaması neredeyse imkansız. Son yıllardaki inceleme puanlarına da bir bakınca görüyoruz ki, 40 puanlık bir oyunun 80 alan oyunların hiçbir açıdan dörtte biri bile olamayacağı bir standart söz konusu.

Tabii oyun incelemesiyle uğraşan yayınların çok azı böyle katı bir sistemi uyguluyor, biraz eskide kalmış bir bakış açısı bu. Bazıları altbaşlıklar seçip (grafik, oynanabilirlik, ses, keyif vs) onların ortalamasını ya da ağırlıklı ortalamasını almakla uğraşıyor uğraşmasına, ama çoğu zaman oyunlar tamamen inceleyenin makul bulduğu, uygun gördüğü, gönlünden koparabildiği puanı alıyor. Bir kısım yazarlar da puanlama meselesini bir kenara bırakıp incelemeyi kendi başına ayakta durabilecek şekilde yazmalarına rağmen, sonra dönüp sonuna bir puan eklemeden duramıyorlar, ya da mecbur kalıyorlar bir şekilde. Rock Paper Shotgun gibi puanı tamamen boşverip derdini uzun ve yaratıcı yazarlık kursundan çıkmışcasına karmaşık yazılarla anlatmaya çalışan yayınlar ise çok az - fakat onların da faydalı olabilecek bir sistemi sırf sektörün standart uygulamaları başarısız diye yok yere tamamen bir kenara attıklarını düşünüyorum. Halbuki mantıklı, anlaşılır ve işe yarar bir puanlama sistemi imkansız değil.
Burada anlatacağım alternatif en nihayetinde bütün oyunları başarıyla değerlendirmeyebilir. Özellikle oyunları bütünlüklü birer eser, bir ürün olarak ele alması bakımından, free to play oyunlar ve mobil oyunların değerlendirilmesinde pek işe yarar olmayacaktır. Multiplayer odaklı oyunlar için yeterince işe yarar bir niteliğe sahip olduğunu düşünsem de, asıl gücünü diğer oyunlarda gösteren bir sistem olduğu kesin. Bu açıdan üzerine tartışılabilir, oldukça geliştirilebilir ve düzeltilebilir bir alternatif benimkisi, ama her halükarda okuyana derdini anlatması bakımından daha açık ve temiz olduğuna inanıyorum - hem yekpare incelemeler bazında, hem incelemeler üstü algı açısından.

Önerdiğim sistem, ele aldığı oyunu derecelendirmek veya başı sonu belli bir ölçeğin uygun yerine yerleştirmektense, dört temel kritere - daha doğrusu soruya, bunu birazdan açıklayacağım - eşit ve tekil değer veriyor ve oyunun bütününü ele alıyor. Bu yolla, hem oyunun sunumunda ve sağladığı deneyimde ön plana çıkan, kilit rol oynayan özellikler her seferinde hak ettiği değeri almış oluyor, hem de iyi veya kötü hiçbir etkisi olmayan, kenarda bırakılmış özellikler yerli yersiz puanı etkilemiyor*. Böylece ortaya çıkan puan, salt sayısal değeriyle oyunun o ya da bu açıdan objektif bir "iyiliğini" ortaya koymuyor olsa da, uzun ve kısa vadede ne kadar kaydadeğer bir eser olduğuyla ilgili çok iyi bir fikir veriyor. İnceleyici tarafından her maddede yapılan kısa birer paragraflık açıklamalarla da oyunun nitelikleri basitçe açıklanıyor, okuyucuya derdimiz temiz temiz anlatılmış oluyor.
Picture
Kriterler/sorular şöyle:

1. Bu oyunu oynadığına değdi mi? Burada bahsedilen vakit olabilir, emek olabilir, para olabilir. Şahsen asıl dikkate alınması gerekenin vakit olduğunu düşünüyorum, amma velakin açıklama kısmında belirttiği sürece yazarın diğer bir kriter kullanmasında veya genel bir yargıya varmasında bir sakınca yok. Yine de bu, bu puana vakit nakittir puanı adını vermemi engelleyemez kesinlikle.

2. Bu oyunu tekrar tekrar ve/veya daha uzunca bir süre oynamak, oynamaya devam etmek ister misin? Burada başı sonu olan bir oyunun herhangi bir sebepten (keşif, deneyimin özgünlüğü, etkileyicilik) tekrar oynanabilirliği denetlenirken, sonu olmayan oyunların da (örneğin SimCity, Left 4 Dead, TF2) sıkmadan ne kadar süre daha oynanabileceği sorgulanıyor. Kısaca bağlayıcılık puanı diyebiliriz.

3. Bu oyunun varlığı yokluğundan iyi mi? Beklentisi en düşük kriter. Ne kadar kötü, başarısız yahut bug dolu bir oyun olursa olsun, hiç yapılmamış olsa yine de bir şeyler kaybettirecek olan oyunları sıfır puandan kurtarmaya yarayan bir puan. Buna örneğine çok az rastlanan bir konuya/konsepte sahip ama uygulamada başarısız olmuş oyunların (Bloody Good Time olabilir mesela) diğerlerinden ayırt edilmesi kadar, varlığı insanlık sanat tarihine bir hakaret kabul edilecek, sırf adıyla kabuslar yaşatan oyunların da (örneğin Revelations 2012) hak ettiği yeri alması da dahil. Özetle, hiç yoktan iyidir puanı.

4. Bu oyun kolayca unutulmayacak, adı yıllar sonra oyun çalışmalarında ve tartışmalarda bolca geçecek, bir dönüm noktası olarak anılacak bir oyun olabilir mi? Ya da daha kısa haliyle, bu oyun önemli mi? Burada oyunun mükemmel olması, çok iyi hazırlanmış olması veya yağ gibi kayıp gitmesi gibi şeyler değil, sadece ve sadece bir klasik, bir değişimin başlangıcı, ilham verici bir eser olma ihtimaline bakılıyor. Bu bağlamda Half Life bu puanı almaya ne kadar layıksa, Papers Please ve Braid de o kadar layık. Bu açıdan bu puana da utanmadan, sıkılmadan, önem puanı diyebiliriz.

Dediğim gibi, mükemmel bir sistem değil. Ama en azından gereksiz sayısal iddialarla oynaşıp yüz üzerinden 80 puan alan oyunun BÜTÜN oyunların yüzde sekseninden daha iyi olması gibi anlamsız bir algı yaratmıyor. Tamamen kategorik, ve çoğu durumda okuyucunun hiç olmadı dört tane kısa paragrafı okumasını sağlamaya meyilli bir sistem. Hatta hatta, eğer çok sıradışı bir durum yoksa, bütün incelemenin bu dört kısa paragraftan ibaret olması yeterli olabilir bile.** Yeter ki okuyucu puanlamanın nasıl işlediğini anlasın, 4'te 4 yapmış bir oyunun yüz almadığını, 4'te 1'in ise belki 25 bile olamayacağını bilsin.

İlk fırsatta bu sistemi kullanan kısa bir inceleme yazısı yazmayı planlıyorum, fakat bu esnada bir eleştiriniz, fikriniz, itirazınız veya sevgi ve hayranlık dolu tepkileriniz varsa, ki lütfen olsun, hemen aşağıdaki çok tatlı yorum fasilitesini kullanmaktan ya da daha da iyisi, kendi sitenizde, blogunuzda, bir yerinizde uzun uzun benden bahsedip bana küfürler etmekten çekinmeyin - belki siz de yazınızı bu kadar uzun ve tek bir cümleden ibaret bir paragrafla bitirebilirsiniz.



---
*: Örneğin oyunun, görsellerin teknik açıdan kalitesi ile estetik açıdan kalitesi arasında yaptığı seçim hiçbir durumda negatif bir etki yaratmıyor: piksel grafiklere sahip bir oyunun teknik açıdan berbat görselleri de, düzadam bir yarış oyununun özelliksiz ama çok gerçekçi araba modelleri de sonucu sadece oyunun bütününe yaptığı katkı/verdiği zarar kadar etkiliyor.

**: Bu fikri bir süredir etrafımda fikrine güvendiğim çeşitli insanlarla paylaşıyorum. Olumlu tepkiler aldığım için bir iki hafta önce bu yazıyı yazmaya niyetlendim, fakat kenara bıraktım bitirmedim. Üç gün önce duyurulan Steam Reviews üzerine bu yazı tekrar aklıma geldi, bu yüzden tamamlayıp yayınlıyorum. Açıkçası, bu sistem ya da bunun daha geliştirilmiş halleri, Steam gibi bir yere konacak inceleme yazıları için çok uygun olabilir. Henüz bir puanlama sistemi yok ortada, ekleneceği söyleniyor, öyle bir durumda  iş yatar (Valve süper zekasını kullanıp herkese istediği puanlama sistemini kullanma izni verirse o başka). Ama yine de beni umutlandırmadı değil.

***:

Picture
ragnor
29/11/2013 23:37:29

Olmuş bu sistem sanki. Benim kafama yattı ama puanlama skalası nasıl olacak pek anlamadım o yüzden şu ilk inceleme yazını bekleyeceğim.

Ayrıca benimde alternatif olarak pek beğendiğim bir puanlama sistemi var. The CRPG Addict adlı blog'taki zat-ı muhterem kalkmış en eskisinden başlayarak rpg oyunlarını incelemeye başlamış (DOS ile sınırlandırarak en başta). Bunları puanlandırmak içinde Gimlet diye bir puanlandırma sistemi geliştirmiş, zaman ve teknolojiden bağımsız olarak adil bir puanlama yapabilmek için. Bence oldukça güzel bir sistem olmuş ama ne yazık ki rpg'ler ile sınırlı. Yine de göz atmaya değer bence.

http://crpgaddict.blogspot.com/2010/04/ranking-and-rating-crpgs.html

Doğaç
1/12/2013 08:58:57

Sistemin alametifarikası skala muhabbetini ortadan kaldırması zaten. Her puanı birbirinden farklı dört ayrı kritere bağlı olarak veriyor, ama her puanın aynı değerde olduğunu iddia etmiyor. Bu yüzden puanla birlikte kısa birer cümlelik değerlendirmeleri de sistemin sabit bir parçası olarak düşündüm, zira kriterlerin hem spesifik olması, hem de oyunun geneline dair bir şeyler istemesi bu değerlendirmelerin içeriğini önemli kılıyor. Oyunları karşılaştırırken de puan değerlerine bakmakla kalmayıp bu dört kriterden hangilerinin puanlarını almış onlara bakmak her şeyi anlatıyor okuyucuya.

Gimlet'e baktım, oldukça detaylı ve cidden RPG'lere özel hazırlamış adam, güzel de hazırlamış, ama benim dertlendiğim sorun burada da mevcut. Oyunun "ne kadar iyi" olduğunu ölçmeye çalışırken yazıda bahsettiğim pek çok tuzağa düşmüş. Ses, müzik ve grafik konusundaki düşük beklentilerinden kendisi de bahsetmiş zaten, ama - RPG oyunlarına spesifik de olsa - örneğin bir oyunun içerebileceği HER ŞEYİ değerlendirmelerine dahil etmiş. Bu durumda iyi veya kötü bütün kriterleri içinde barındıran bir oyun, sözgelimi ekonomiyi, ekipmanı ve karakter yaratımını bir kenara bırakıp game world, NPC'ler ve atmosfer üzerine eğilen bir oyundan her halükarda daha yüksek puan alacak. Halbuki ikinci ilkinden daha iyi olabilir, daha çok keyif verebilir.

Böyle detaylı ve her şeyi ölçen sistemler (sırf oyun puanlamacada değil, genel olarak) bana da acaip cazip gelmesine rağmen, neredeyse her zaman bir built-in dengesizliğe sahip oluyorlar. Özellikle "ne kadar iyi"yi ölçmeye çalışıyorsa daha da bariz oluyor. Amma velakin az ve öz birkaç tane soruyu, oyunun belli kısımlarına değil de geneline sorarak, daha bütünlüklü bir değerlendirmeye varabiliriz diye düşünüyorum. Bu her vakada farklı şeylerin ön plana çıkması, her oyunun kendince ele alınması anlamına geldiği için, minik bir açıklamayı da puanın yanına mecbur görüyorum. Tamamen kendine has ve biraz da pritenşıs bir yaklaşım olduğunun farkındayım, ama geliştirilemeyeceğini de iddia etmedim zaten.

Doğaç
1/12/2013 08:59:39

İlk inceleme yazısını ne zaman yazabilirim bilmiyorum, zira bilgisayar oyun konusunda sıkıntı çıkarıyor son zamanlarda, ve daha önce oynamadığım bir şey için yazmak istiyorum. Ama nası olacak göstermek için kısa bir tane yazabilirim aslında. Hatta şuraya yazayım hemen. Braid olur mu? Braid olsun.
---
Vakit nakittir puanı: 1
Zaten çok uzun bir oyun değil, fiyatı da hiçbir zaman yüksek olmadı. Puzzleların zorlayıcılığından ötürü çok tırnak yediğim, ekrana uzun uzun bakarak saatler boyu oturduğum olmadı değil, fakat çözümü bulduktan sonra verdiği o tatmin hissi bile her şeye değer. Oyunun görselleri, atmosferi ve özellikle sonu ise kendisine harcanan tüm vakitleri ve tüm nakitleri hak etmesini sağlıyor.
Bağlayıcılık puanı: 0
Oynarken oldukça tatmin etmesine rağmen, bir puzzle oyunu olduğu için tekrar oynanabilirliği sınırlı. Belki aradan birkaç sene geçtikten sonra, çözümler unutulunca oynanabilir, fakat bunun puan hakettiğini düşünmüyorum.
Hiç yoktan iyidir puanı: 1
Bu puanı indie hareketini ana akıma taşıyan dönemin baş elemanlarından biri olan Braid'den daha fazla hak eden çok az oyun olabilir.
Önem puanı: 1
Kesinlikle. Bir önceki maddede bahsettiğim gibi indie hareketini ateşleyen oyunlardan biri olmasının yanında, "basit" bağımsız oyunların da anlamlı olabileceği, sanatsal hislenimlere yer verebileceği, bir öykü anlatıp deneyimini sunabileceğini gösteren bir oyun Braid. Hiçbir yeriyle hak etmiyorsa bile, sonuyla hak ediyor bu puanı.
---

İşte bu kadar. Dört puan, dört açıklama. Arkasına da isteğe bağlı uzun bir inceleme eklenebilir, ama essential kısmı bu kadar.

ragnor
1/12/2013 17:29:34

puan kısmı 1 ve 0 mı olacak sadece? benim kafamı karıştıran işte atıyorum bağlayıcılık puanında bir oyunu 5 diğerini 8 yapacak durumları nasıl neye göre belirleyeceğiz sorusuydu ama 1 ve 0 ise iş kolaylaşıyor.

Doğaç
1/12/2013 17:31:55

Evet evet, sadece 1 ve 0. Binary yıldırım.

emrah
3/12/2013 09:35:07

Ben yaklasimi begendim, binary yildirim olmasi da guzel. Ancak mevcut hali cok fazla oyunu ayni sekilde degerlendirmekle sonuclanacaktir. (1,1,0,0) Bu da onerdigin sistemi bir puanlama sistemi gibi degil de efendi gibi yorum yapma guide'i olarak algilamama sebep oldu.

Puanlara bakip oyun hakkinda genel bir fikir alabilmek icin birkac alt kriter eklemek iyi olabilir...

PS: Ustteki cumleyi yazdiktan sonra birkac ekleme yapmak istedim ancak her yazdigim senin elestirdigin sisteme dogru yoneltti, yazmaktan vazgectim :)


Doğaç
3/12/2013 11:11:48

Evet, ama bu bug değil feature diyerek yakayı kurtarmak istiyorum. Her puanı verme ya da vermeme sebeplerini açıklayan minik paragrafları mecburi görmemin sebebi de bu zaten. Aldığı puan bir oyunu aynı puanı alan diğer oyunlarla aynı seviyeye koymuyor, aynı sınıfa sokuyor sadece. Detayları, ön plana çıkan iyi ve kötü özellikleri vs açıklama kısmında kısaca anlatıp oyunun çok süper ya da çok iğrenç olduğundan çok, ne kadar kaydadeğer olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Filaan, falan.

Yani, eleştiriler hep haklı aslında, ama dis iz may dizayn.


Comments are closed.

    Language

    All
    Blabber
    Gamedev
    Music
    News
    Writing

    Archives

    January 2016
    December 2015
    March 2015
    January 2015
    October 2014
    September 2014
    April 2014
    March 2014
    February 2014
    January 2014
    December 2013
    November 2013
    September 2013
    August 2013
    July 2013
    February 2013
    October 2012
    September 2012
    July 2012
    June 2012
    March 2012

Powered by Create your own unique website with customizable templates.
  • Home
  • Social
    • Twitter
    • Linkedin